Tahmini Okuma Süresi: 41 dakika

1. Giriş

Fikri ve sınai mülkiyet hukuku, fikir ve sanat eserleri bir başka deyişle telif hakları (copyrights) ve sınai mülkiyet hakları olmak üzere iki kategoriden oluşur.

Telif hakları (fikir ve sanat eserleri) 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunurken, sınai mülkiyet hakları 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde korunur. Bu makalede sınai mülkiyet hakları ele alınacaktır

Sınai haklar 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 1. Maddesince düzenlenmiştir:

Bu Kanunun amacı; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlamaktır.

Bu Kanun; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin başvuruları, tescil ve tescil sonrası işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları kapsar.

Kanun maddesinden de anlaşıldığı üzere sınai mülkiyet hakları; marka, patent, tasarım, faydalı model ve coğrafi işaretler gibi buluşların ve yeniliklerin, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerlerinde, üreticisinin veya satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak işaretlerin sahipleri adına, kayıt edilmesini ve böylece bu kişilerin ürünü üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan haklardır.1 Bir başka ifadeyle sınai haklar birer ticari sermaye değerindedirler.

2. Sınai Mülkiyet Haklarına Hâkim İlkeler

2.1 Tescil İlkesi

Fikri haklarda tescil açıklayıcı ve kayıt amacı taşırken sınai mülkiyet haklarında tescil ilkesi esastır. Tescil işlemi Türk Patent ve Marka Kurumu (TPK) nezdinde yapılır. Bu tescil işlemi, TPK tarafından tutulan sicile kayıt anlamına gelmektedir.

2.2 Süreye Bağlılık İlkesi

Bu ilkeyle kast edilen olgu, tescil edilen sınai mülkiyet hakkının kanun kapsamında sonsuza kadar korunmayacağıdır. Koruma süreleri sınai mülkiyet hakkının nevisine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin marka hakkı tescil edildikten sonra 10 yılda bir yenilenmek zorundadır. 10’ar yılda bir yapılacak yenileme işlemiyle marka hakkının sonsuza kadar korunması mümkün olsa da patent hakkı 20 yıl, tescilli endüstriyel tasarımlarsa 5’er yılda bir yenilenmek kaydıyla en fazla 25 yıl korunabilir.

Süreye bağlılık ilkesinin temel amacı doğrudan kamuyu ilgilendiren buluş gibi haklardan kamunun yararlanmasını kolaylaştırmaktır.

2.3 Ülkesellik İlkesi

Bu ilkeye göre, bir ülkede tescil edilmiş olan sınai hakka sadece bu ülke sınırları içinde koruma sağlanır. Bu ilkenin doğal sonucu, sınai hakkını birden fazla ülkede korumak isteyen hak sahibinin, koruma talep ettiği ülkelerin her birinde ayrıca tescil başvurusunda bulunması gereğidir.

Sınai hak korumasının ülkesel düzeyde olması, sınai hakka konu ürünlerin sürekli uluslararası ticarete konu olması gerçeği karşısında hak sahiplerinin haklarının yeterince korunamamasına neden olmuştur. Zira hakkın birden fazla ülkede tescil ettirilmesi, hak sahibi açısından masraflı olmanın yanı sıra zaman açısından da dezavantajlıdır. Sınai haklar sisteminin bu olumsuz yönlerini yumuşatabilmek amacıyla 1883 tarihli Paris Sözleşmesi’nde rüçhan hakkının2 tanınmasıyla başlayan süreç, günümüzde birden fazla ülkede eş kapsamlı ve eş etkili haklar tanınması noktasına kadar gelmiştir. Bu eş kapsam ve etki, uluslararası patent ve fikri mülkiyet organizasyonları aracılığıyla mümkün olmaktadır.3

3. Türk Patent ve Marka Kurumu (TPK)

Eski adı Türk Patent Enstitüsü iken 10 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’yla adı Türk Patent ve Marka Kurumu ve kısaltması ise TÜRKPATENT olarak düzenlenmiştir.4

3.1 Kurumun Görevleri

  • Patentler, faydalı modeller, markalar, coğrafi işaretler, geleneksel ürün adları, tasarımlar ile entegre devre topoğrafyalarının ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tescilini ve bu hakların korunması ile ilgili işlemleri yapar.
  • Zorunlu lisans işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunur ve mahkemelerde bilirkişilik yapar.
  • Lisans ve devir anlaşmalarını tescil ve kayıt eder.
  • Buluşların kullanımını takip eder, yeni teknolojilerin değerlendirilmesi ile teknoloji transferinin yönlendirilmesi ve arşivlenmesi işlemlerini yapar.
  • Sınai mülkiyet alanında Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar ve yabancı ülkelerle ilişkileri yürütür, işbirliğinde bulunur.
  • Türkiye’yi Bakanlığın onayı ile uluslararası kuruluşlar nezdinde temsil eder.
  • Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili uluslararası anlaşmaların hazırlanmasına ülke çıkarlarını koruyarak katkıda bulunur ve bu anlaşmaların Türkiye’de uygulanmasını sağlar.
  • Yurt içi ve yurt dışında teknoloji ve araştırma- geliştirme ile ilgili kurum ve kuruluşlarla ve bilgi bankalarıyla işbirliği yapar, dokümantasyon merkezleri kurar, bu bilgileri kamunun istifadesine sunar.
  • Sınai mülkiyet hakları ile ilgili olarak yayınlar yapar.
  • Sınaî mülkiyet hakları konularında yurt içinde kişi ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi için gerekli çalışmaları yapar.
  • Sınai mülkiyet alanında yurt içinde ve yurt dışında kişi ve kuruluşlara eğitim verilmesine yönelik çalışmalar yapar, görev alanına giren konularla ilgili eğitim faaliyetlerini ve akademik çalışmaları destekler.5

4. Marka

Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırmak için marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür ayırt edici (distinctive character) işarettir.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda marka olarak tescil edilemeyecek işaretler belirtilmiştir:

  • Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
  • Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
  • Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
  • Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
  • Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler.
  • Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler.
  • Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek işaretler.
  • Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler.
  • Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler.
  • Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.
  • Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler.

Yukarıda sayılan sebepler marka tescilinde mutlak ret nedenleri olarak belirtilmiştir. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 5. Maddenin 2. Bendince “Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.” Kanunun bu maddesi ile kast edilen olgu örneğin tüketici nezdinde tanınır hale gelmiş “çay” sözcüğü, bu sözcüğü kullanan işletme için ayırt edici bir özellik taşıyorsa (bir başka ifadeyle çay dendiği zaman insanların aklına ilgili işletme geliyorsa) bu durumda çay sözcüğü marka tescili için kabul edilebilir.

4.1 Marka Türleri

Markalar:

  • Ticari Markalar
  • Garanti Markaları
  • Ortak Markalar

Olmak üzere sınıflandırılır. Ticarette kullanılan tüm markalar ticari marka iken, bir garanti veya güvence sağlayan bazı markalar örneğin, marka altında Pepsi markasının da yer alması garanti markasıdır. Ortak markalar ise daha çok holding kuruluşlarının tek marka altında başka alt markalar da alması şeklindedir.

Ayrıca bu gruplardan herhangi birine girip kamuoyunca yaygın olarak bilinen markalara tanınmış marka denir. Tanınmış markanın iki işlevi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, her markada olduğu gibi diğer rakip mallardan ve hizmetlerden kendi mal ve hizmetini farklılaştırması, ikincisi ise, her türlü rekabet kaygısı dışında yüksek bir kaliteyi sağlamasıdır.6 Tanınmış marka, ülke düzeyinde veya uluslararası alanda tanınmış olabilir. Örneğin Coca Cola markası tanınmış markadır.

4.2 Markaların Sınıflandırılması

Marka tescilinde sınıflandırma Nice Sistemine göre (Nice Classification)göre yapılır. 2017 itibariyle 45 sınıf bulunan bu sistemde hangi alan için faaliyet gösterilecekse marka tescili o sınıflar için talep edilir.

Örneğin bir üç boyutlu yazıcı üreticisi “AKY” markası için başvuruda bulunduğunda 7. Sınıfı seçmelidir.7 Bu sayede tescilden sonra, mesela buharlı ütü üreticisi olan bir başkası “AKY” markası için buharlı ütünün dâhil olduğu 8. Sınıfta markasını tescil ettirebilir. Ancak markasını tescil etmek isteyen kişi başka alanlarda da faaliyet gösterecekse söz konusu markanın diğer sınıflar için de tescil edilmesini isteyebilir. Bir markanın tescil edilebileceği maksimum sınıf sayısı şeklinde bir düzenleme olmadığından 45 sınıf için de tescil talep etmek mümkündür. Fakat böyle bir durumda markanın kullanılmaması sebebiyle iptali gündeme gelebilir.

4.3 Markanın Nispi Ret Nedenleri

Başvuru şartları eksiksiz olarak yerine getirilmiş ve şekli inceleme ve mutlak ret nedenleri yönünden reddedilmemiş marka tescil başvurusu resmi marka bülteninde yayımlanır. Bu bültenin yayımlanmasında ki amaç itirazı olan üçüncü kişiler için itiraz süresini başlatmaktır. Yayından itibaren 2 ay içerisinde üçüncü kişiler 6769 Sayılı Kanun 6. Maddesinde belirtilen aşağıdaki nedenleri göstererek tescili engellemeye çalışabilirler.

MADDE 6- (1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.

(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.

(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.

(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.

(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.

(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.

4.4 Markanın Tescil Süreci

  1. Başvuru: Markasını tescil ettirmek isteyen kişi TPK’ye başvuruda bulunur. Başvuru için gerekli belgeler daha önce de anlatıldığı üzere 6769 S.K 11. Maddesinde belirtilmiştir.
  2. Şekli İnceleme: TPK, başvurunun 6769 S.K 11. Maddesinde belirtilen şartlara uygunluğunu ve şekil eksikliği olup olmadığını inceler. Şekil yönünden bir eksiklik varsa başvuru sahibine tamamlaması için belirli bir süre verilir. Belirtilen süre içerisinde eksiklik giderilmezse başvuru reddedilir. Eksiklik giderildikten sonra veya herhangi bir şekil eksikliği olmadığına karar verirse esasa yönelik incelemeye geçilir.
  3. Esas Yönünden İnceleme: TPK, bu aşamada 6469 S.K m.5’te belirtilen mutlak ret sebeplerini inceler. Maddede belirtilen sebeplerden birisi varsa başvuru reddedilir.
  4. Başvurunun Yayımlanması: Başvuru şartları eksiksiz olarak yerine getirilmişse, şekli inceleme ve mutlak ret yönünden reddedilmemiş marka başvurusu resmi marka bülteninde yayımlanır.
  5. Üçüncü Kişiler Yönünden İtiraz: Marka başvurusunun bültende yayımlanmasının ardından iki ay içerisinde herhangi bir gerçek veya tüzel kişi markanın tescil için gerekli nitelikleri taşımadığını belirten görüşünü yazılı olarak TPK’ye sunabilir. Bu aşamada TPK marka başvurusu yapan kişiye bir bildirimde bulunur ve tarafların yazılı görüşlerini alır.
  6. Tescil / Ret: Marka tescil başvurusuyla ilgili bir itiraz yoksa ya da var ama yerinde görülmediyse TPK marka tescil kararı verir. İtiraz yerinde görüldüyse marka başvurusu reddedilir. Markası reddedilen (veya kısmen reddedilen) başvuru sahibi TPK kararlarına karşı 2 ay içerisinde Yeniden İnceleme Ve Değerlendirme Kuruluna başvuruda bulunabilir. Yeniden İnceleme Ve Değerlendirme Kurulu itirazı kabul ederse tescil sürecine geri dönülür, reddederse başvuru sahibi YİDK kararına karşı yetkili mahkemede iki ay içerisinde dava açabilir.

4.5 Marka Sahibinin Hakları ve Marka Üzerindeki Hukuki İşlemler

Markanın tescil edilmesiyle birlikte marka sahibinin kullanabileceği ve herkese karşı ileri sürebileceği bir takım haklar vardır. Bu haklar:

  • Markanın devri,
  • Markaya ilişkin verilecek lisans,
  • Markadan feragat,
  • Markayı 10 yılda bir yenileyerek ömür boyu elinde bulundurma,
  • Başkalarının söz konusu markayı kullanmasını önleyebilme şeklindedir.

Bu bağlamda 6769 S.K m.7/3’e göre aşağıda belirtilen durumların, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde marka sahibince yasaklanabilir:

  1. İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
  2. İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
  3. İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
  4. İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
  5. İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
  6. İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
  7. İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.

6769 S.K m.7/5’e göre Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:

  1. Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
  2. Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
  3. Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.

Marka sahibi markasını beş yıldan daha uzun bir süre kullanmaksızın duramaz. Bir başka örneğin markası tescil edilen kişi, markasını bir yıl kullandıktan sonra beş yıl kullanmadan duramaz. Markanın kullanılmaması haklı bir sebebe dayanmıyorsa markanın düşürülmesi talep edilebilir. Markanın tescil edildiği sınıflarda kullanılmaması da aynı sonucu doğurur. Örneğin beş farklı sınıfta tescil edilmiş bir marka yalnızca tek bir sınıfta kullanılıyorsa, kullanılmadığı diğer dört sınıftan iptali istenebilir.

4.5.1 Markanın Devri

Markanın devri, tescilden önce veya sonra yapılabilir. Markanın hak sahipliğinin başkasına bırakılması demektir. Satış sözleşmesine bezer özellikleri vardır. Marka devrinin Noterde yapılıp, Sicile bildirimi gereklidir.

4.5.2 Lisans Verilmesi

Marka hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı ya da tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir. Lisans sözleşmesi bir çeşit kira sözleşmesi benzeridir. Markanın devrinden farklı olarak marka sahibi, yine hak sahibi olmaya devam eder; sadece kullanımı birine bırakır.

Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan (basit) lisans şeklinde verilebilir. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans, inhisari değildir.

İnhisari olmayan lisans sözleşmelerinde lisans veren markayı kendi kullanabileceği gibi üçüncü kişilere de başka lisanslar verebilir. İnhisari lisans sözleşmelerinde lisans veren, başkasına lisans veremez ve hakkını açıkça saklı tutmadıkça kendisi de markayı kullanamaz.

Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan doğan haklarını üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.

4.5.3 Markanın Rehin Edilmesi ve Teminat Gösterilmesi

Marka işletmeden bağımsız olarak rehin edilebilmekte, teminat olarak gösterilebilmektedir. Rehin ve teminat işlemleri taraflardan birinin talebi üzerine sicile kaydedilerek yayımlanmaktadır.

Rehin talebinin sicile kaydı ve yayımlanması için aşağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur:

  • Talep formu.
  • Rehine konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı rehin sözleşmesi.
  • Rehin sözleşmesinin yabancı dilde olması halinde yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi.
  • Ücretin ödendiğini gösterir bilgi.

Talep vekil aracılığıyla yapılmışsa bu yetkiyi açıkça içeren vekaletname.

4.5.4 Miras Yoluyla İntikal

Tescilli bir marka miras yolu ile intikal edebilmektedir. Miras yolu ile intikal halinin sicile kaydı ve yayımlanması için aşağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur;

  • Talep formu.
  • Mirasçılık belgesi veya noter tarafından onaylanmış örneği, mirasçılık belgesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi.
  • Ücretin ödendiğini gösterir bilgi.

Talep vekil aracılığıyla yapılmışsa bu yetkiyi açıkça içeren vekaletname.

4.5.5 Markanın Haczi

Tescilli bir marka işletmeden bağımsız olarak haczedilebilmektedir. Haciz sicile kayıt edilerek yayımlanmaktadır.

Kanunda öngörülen türde dava açan veya açacak olan kişiler, dava konusu markanın kendi marka haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye’de kullanılmakta olduğunu veya kullanılması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, davanın etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilmektedir.

4.6 Rüçhan Hakkı

Rüçhan hakkı, tescilden önceki kullanım sürecini ifade etmektedir. Rüçhan hakkı 6769 S.K m. 12’de düzenlenmiştir. Bu düzenleme göre Paris Sözleşmesinin temel ilkelerinden Rüçhan hakkı, söz konusu Sözleşmeye veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf devletlerden birinin uyruğunda olan ya da bu devletlerden birinin uyruğunda olmamakla birlikte bunlardan birinde yerleşim yeri veya işler durumda ticari müessesesi bulunan gerçek ya da tüzel kişiler veya haleflerinin, kendi ülkesinde ya da bu devletlerden herhangi birinde yetkili mercilere usulüne uygun olarak yaptığı marka başvurusunu esas alarak, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde diğer üye devletlere başvuru yapması halinde, iki tarih arasında üçüncü kişiler tarafından Paris Sözleşmesi hükümleri kapsamında aynı marka ve kapsamındaki aynı mal veya hizmetler için yapılacak marka tescil başvurusunun ya da marka tescillerinin önüne geçmesi sonucunu doğurmaktadır.8

Herhangi bir sergide teşhir edilmiş mal veya hizmetler bakımından birden çok başvuru yapılmışsa, bu mal veya hizmetleri ilk teşhir eden kişi, aynı zamanda teşhir edilmesi hâlinde ise ilk başvuruda bulunan kişi rüçhan hakkından yararlanır. Örneğin 21 Haziran 2017’de TPK’ye başvuruda bulunan birisi 2 Şubat 2017’de katıldığı bir fuarda markasını tanıtmışsa ve bu iddiasını TPK nezdinde kanıtlayabilirse marka hakkı 2 Şubat 2017’den itibaren başlatılır. Bu durumda 2 Şubat 2017 ve 21 Haziran 2017 tarihleri arasında aynı marka için farklı kişilerce TPK’ye yapılan tescil başvurularının önüne geçilmiş olur.

4.7 Tescilli Markanın Yenilenmesi

Tescilli bir markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren 10 yıldır. Bu süre 10’ar yıllık periyotlar halinde marka sahibinin başvurusu üzerine ömür boyunca yenilenebilir. Yenileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir.

4.8 Markaya Tecavüz

Markaya tecavüz iddiası, dava ile ileri sürülebilir. Sınai mülkiyet hakkı sahibi, hakkına tecavüz eden tarafından piyasaya sürülmüş ürünleri kişisel ihtiyaçları ölçüsünde elinde bulunduran veya kullanan kişilere karşı, bu Kanunda yer alan hukuk davalarını açamaz veya ceza davası açılması için şikâyette bulunamaz.

Tecavüzün olmadığına ilişkin dava açmakta mümkündür. Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası açılmış bir kişi tarafından açılamaz.

4.8.1 Tecavüz Sayılan Durumlar

Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibinin bu tür haksız kullanımları takip ederek yetkili mahkemelerde dava açmak suretiyle tescilli markadan kaynaklanan haklarına yapılacak ihlalleri önlemesi gerekmektedir.

Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:

  1. Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
  2. Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
  3. Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.

Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

4.8.2 Tecavüz Durumunda Talepler

Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, 6769 S.K 149. Maddesince mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:

  1. a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
    b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
    c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
    ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
    d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
    e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
    f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
    g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.

4.8.3 Tecavüz Durumunda Tazminat Talepleri

Markanın sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibariyle hüküm ifade etmektedir. Marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir.

4.8.3.1 Maddi Tazminat

Hak sahibinin uğradığı maddi zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:

  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.

Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.

Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.

4.8.3.2 Manevi Tazminat

Türk Borçlar Kanunu genel hükümlerce belirlenir.

4.8.3.3 İtibar Tazminatı

Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca itibar tazminatı istenebilir.

4.8.4 Marka Hakkına Tecavüze İlişkin Cezai Hükümler

6769 Sayılı Kanunun 30. Maddesinde cezai hükümler aşağıda ki gibi düzenlenmiştir:

(1) Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(3) Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Yukarıda ki maddeye göre bir cezaya hükmedilebilmesi için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır. Bu madde hükmünce yapılacak kovuşturma ve soruşturma şikayete bağlıdır. Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara elkonulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.

4.9 Marka Hükümsüzlük Davası

Marka hükümsüzlük davası 6769 Sayılı Kanun 4. Ve 5. Maddelerinde belirtilen mutlak ve nispi ret nedenleri kapsamında açılır.

Menfaati olanlar, cumhuriyet savcıları ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları davacı olabilirler. Dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişiler veya hukuki halefleri davalı olabilirken, Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilemez.

Hükümsüzlük davası, söz konusu markanın, 6769 Sayılı Kanunun 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa açılamaz.

Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.

Sadece mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.

4.10 Marka İptal Davası

Marka iptal davasının sebeplerini dört başlık altında inceleyebiliriz.

  • 6769 Sayılı Kanun 9. Maddesinde belirtildiği üzere markanın 5 yıl boyunca kullanılmaması,
  • 6769 Sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtildiği üzere Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad hâline gelmesi,
  • 6769 Sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtildiği üzere Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması,
  • 6769 Sayılı Kanunun 32. Maddesinde belirtildiği üzere garanti markaları ve ortak markalar için belirlenen teknik şartlara aykırılık taşıması.

Marka iptal davası talep edenler tarafından, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişiler veya hukuki haleflerine karşı açılır.

Markanın iptali, Kurumdan (TPK) istenir. Aslında bir dava değildir ancak, Kanun’un bu maddesinin yürürlüğü, Kanunun yayımı tarihinden itibaren yedi yıl sonraya ertelenmiştir. Bu nedenle 7 yıl boyunca bir dava olarak Mahkemeden talep edilebilecektir.

İptal talepleri, iptali istenen markanın sahibine tebliğ edilir. Marka sahibi bir ay içinde talebe ilişkin delillerini ve cevaplarını Kuruma sunar. Kurum gerekli gördüğü takdirde ek bilgi ve belge sunulmasını isteyebilir. Kurum, iddia ve savunmalar ile sunulan deliller çerçevesinde dosya üzerinden kararını verir.

Markanın iptaline karar verilmesi hâlinde ise bu karar, iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarihten (dava tarihinden) itibaren etkilidir. Ancak talep üzerine, iptal hâllerinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması hâlinde iptal kararının bu tarihten itibaren etkili olacağına karar verilebilir.

Marka sahibinin ağır ihmali veya kötü niyetli olarak hareket etmesi nedeniyle zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere, hükümsüzlük iptal kararının geriye dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez:

  • Karardan önce, markanın sağladığı haklara tecavüz nedeniyle açılan davada verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar.
  • Karardan önce kurulmuş ve uygulanmış sözleşmeler

Markanın hükümsüzlüğüne veya iptaline ilişkin kesinleşmiş kararlar, herkese karşı hüküm doğurur. Hükümsüzlük veya iptal kararının kesinleşmesinden sonra marka sicilden terkin edilir ve durum bültende yayımlanır.

4.11 Marka Davaları Hakkında Genel Bilgiler

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 156. Maddeye göre kanunda öngörülen davalar hakkında görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.

Kurumun bu Kanun hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.

Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.

Davalarda Türk Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır.

4.12 Markanın Sona Ermesi

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 28. Maddeye göre aşağıdaki hâllerde marka hakkı sona erer:

  1. Koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi.
  2. Marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi.
  3. Mahkeme veya Kurum kararıyla hükümsüzlük veya iptali

Marka sahibi, markanın tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin tamamından veya bir kısmından vazgeçebilir. Vazgeçme yazılı olarak Kuruma bildirilir ve vazgeçme nedeniyle marka hakkının sona erdiği bültende yayımlanır. Vazgeçme, sicile kayıt tarihi itibarıyla hüküm doğurur. Sicile kaydedilmiş hak ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça marka sahibi marka hakkından vazgeçemez. Marka üzerinde, üçüncü kişi tarafından hak sahipliği iddia edilmiş ve bu hususta alınan tedbir kararı sicile kaydedilmişse, bu kişinin izni olmadıkça, markadan doğan haklardan vazgeçilemez.

5. Patent

Patent, Türk Dil Kurumuna göre “buluş belgesi” anlamına gelmektedir. Patent hakkında diğer detaylara geçmeden önce buluşun ne olduğunu ve hukuki çerçevede nelerin buluş kabul edileceğine değinelim.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütüne (World Intellectual Property Organization, WIPO) göre patent dilinde bir buluş, genellikle teknik bir sorunun, yeni ve bir çözümü olarak tanımlanır. Bu tamamen yeni bir cihazın, ürünün, yöntemin veya sürecin yaratılması veya bilinen bir ürünün veya sürecin sadece bir artımsal geliştirilmesi olabilir.

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet kanuna göre, buluşların patent alabilmesi için yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması gerekmektedir. Yine aynı kanuna göre buluş niteliğinde olmayan unsurlar aşağıda ki şekilde düzenlenmiştir.

  1. Keşifler, bilimsel teoriler ve matematiksel yöntemler.
  2. Zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan, kural ve yöntemler.
  3. Bilgisayar programları.
  4. Estetik niteliği bulunan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile bilim eserleri.
  5. Bilginin sunumu.

Kanunda buluş olarak nitelendirilmeyenler dışında, bir buluş olsa dahi patent verilemeyecek unsurlara ilişin düzenleme de yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre:

  1. Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar.
  2. Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitleri veya hayvan ırkları ile bitki veya hayvan üretimine yönelik esas olarak biyolojik işlemler.
  3. İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemleri ile cerrahi yöntemler dâhil tüm tedavi yöntemleri.
  4. Oluşumunun ve gelişiminin çeşitli aşamalarında insan bedeni ve bir gen dizisi veya kısmi gen dizisi de dâhil olmak üzere insan bedeninin öğelerinden birinin sadece keşfi.
  5. İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar.

5.1 Temel Kavramlar

Bir buluşa patent verilmesi için gerekli olan kavramları açıklayalım.

Yenilik: Tekniğin bilinen durumuna dâhil olmayan buluşun yeni olduğu kabul edilir. Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsar.

Bu bağlamda kanun koyucunun kast etmiş olduğu yenilik kavramını mutlak yenilik olarak nitelendirebiliriz. Bir başka ifadeyle patent için yapılan başvurudan önce dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir şekilde kamuoyunun erişimine açık olan bilgiler yeni değillerdir.

Ayrıca başvuru tarihinde veya bu tarihten sonra yayımlanmış olan ve başvuru tarihinden önceki tarihli ulusal patent ve faydalı model başvurularının ilk içerikleri tekniğin bilinen durumu olarak dikkate alınır.

Ancak buluş sahibinin başvurudan önceki bir yıl içindeki kullanımı, yeniliğe engel olmaz.

Bir buluşa patent verilebilmesi için önemli şartlardan birisi buluşun yeni olması, yani tekniğin zenginleştirilmesidir.9

Teknik Niteliğe Sahip Olma: Bir buluşun patent alabilmesi için teknik nitelik taşıması gerekmektedir. Bu husus 6769 Sayılı Kanunda açık bir şekilde belirtilmemiş olsa da patentlenmenin doğal bir sonucu olarak teknik alanda yapılmış yenilikler ve gelişmeler korunacağından bir şart olarak kabul edilmelidir.

Tekniğin Bilinen Durumunun Aşılması: Tekniğin bilinen durumu dikkate alındığında, ilgili olduğu teknik alandaki uzmana göre aşikâr olmayan buluşun, buluş basamağı içerdiği kabul edilir. Başka bir değişle tekniğin bilinen durumunun aşılmasında ki kıstas, buluşun ilgili olduğu bir alanda ki uzamanın (bilirkişinin) bilgisidir.

Sanayiye Uygulanabilir Olma: Buluş, tarım dâhil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir nitelikteyse, sanayiye uygulanabilir olduğu kabul edilir.

5.2 Patent Alabilmenin Koşulları

Patent alabilmek için gerekli unsurları sağlayan buluşun patent alabilmesi için dünyanın herhangi bir yerinde daha önce kullanılmamış olması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle buluş bir kez daha dünyanın hiçbir yerinde tescil edilemez.

Tescilde Ülkesellik ilkesi patent için de geçerlidir. Yeni bir buluş tescil edilirse yalnızca tescil edildiği ülke de koruma sağlanır. Ancak Ülkesellik ilkesi uluslararası fikri mülkiyet ve patent organizasyonları ile aşılıp, birden çok ülke de aynı anda tescil mümkün kılınmaktadır.

5.3 Patent Tescil Süreci

Başvurunun Yapılması: Patent başvurusunun işleme alınabilmesi için gereken unsurlar ile yapılan ve işleme alınan bir başvuruda, aşağıda belirtilen unsurlardan en az birinin eksik olması halinde, bu eksiklikler herhangi bir bildirime gerek olmaksızın başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde tamamlanmalıdır.

  • Başvuru formunda verilmesi gereken ve başvuru sırasında verilmemiş olan bilgiler,
  • Patentle korunması istenilen buluşun unsurlarını kapsayan istemler,
  • Tarifnamede veya istemlerde atıf yapılan resimler,
  • Özet
  • Başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi.

Şekli İnceleme: Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan ve başvuru unsurları tam veya tamamlanmış olan patent başvurularının şekli incelemesi yapılır. Şekli inceleme esnasında bazı eksiklikler tespit edilirse, başvuru sahibine eksikliklerin giderilmesi için bildirim yapılır. Söz konusu eksikliklerin giderilmesi için bildirim tarihinden itibaren 2 ay süre verilir.

Eksiklikler bu süre içinde giderilmezse veya Kurum tarafından kabul edilmezse, başvuru reddedilir.

Esasa Yönelik İnceleme: Şekli yönden bir eksiği olmayan veya olan eksiği giderilen başvuru hakkında Türk Patent ve Marka Kurumunca patent başvurusunun yenilik içerip içermediği, buluş basamağı unsurlarını taşıyıp taşımadığı, sanayiye uygulanılabilir olup olmadığı gibi niteliklere bakılır.

Araştırma Talebi: Başvuru sahibine başvuru tarihinden itibaren 12 ay içinde araştırma ücretini de ödeyerek araştırma talebinde bulunması gerektiği Kurumca bildirilir.

Araştırma raporu, buluşun patentlenebilir olup olmadığına karar vermedeki ilk aşamadır. Araştırma raporunda, buluş konusu ile ilgili tekniğin bilinen durumundaki en yakın dokümanlar (buluşun başvuru tarihinden önce dünya üzerinde herhangi bir yerde yayımlanmış, tarihi belli tüm dokümanlar) listelenir. Raporda, ilgili dokümanların özellikle hangi kısımlarının araştırması yapılan buluşla ilgili olduğu da belirtilir. Başvuru sahibi, araştırma raporunu ve buluşla ilgili raporda belirtilen dokümanları inceleyerek başvurusuna devam edip etmeme kararı alabilir. Başvuruya devam etme kararı verildiği takdirde başvuru sahibi, araştırma raporunun bildiriminden itibaren 3 ay içinde inceleme raporunun hazırlanması için talepte bulunur.

Yayım: Tüm yayımlar Kurumun Resmi Patent Bülteninde yapılmaktadır. Bülten, her ayın 21. gününde ya da anılan günün resmi tatile rastlaması durumunda resmi tatili takip eden ilk iş günü yayımlanır. Başvuru yayımı, başvuru (ya da rüçhan) tarihinden itibaren 18 ay sonra yapılır.

Başvuru sahibi 18 ay sona ermeden başvurunun yayımlanmasını talep edebilir. Bunun için, patent başvurusu yapılırken doldurulan başvuru formundaki “erken yayım” ile ilgili kısımda ya da sonraki süreçte Erken Yayın Talep Formu ile talepte bulunulması gerekmektedir. Erken yayım talebi yapılması durumunda başvuru, şekli uygunluk yazısından sonra yayımlanır.

Başvuru yayımından sonra düzenlenen araştırma raporunun yayımı başvuru yayımından ayrı olarak yapılır. Söz konusu yayımların yapılması tarihine kadar Başvuru Yayımı yapılmadıysa araştırma raporu başvuru yayımı ile bir arada yapılır. Yayımlanmış bir başvurunun tarifname takımında değişiklik yapılması durumunda söz konusu değişiklik bültende ilan edilir.

Patente sağlanan geçici koruma da bu aşamada başlar.

Üçüncü Kişilerin Görüşleri: Başvuru yayımından sonra üçüncü kişiler, patent başvurusuna konu olan buluşun patent verilebilirliğine ilişkin görüşlerini yazılı olarak Kuruma sunabilir.

İnceleme Raporu: İnceleme aşaması, başvurusu yapılan buluşun patentlenebilir olup olmadığına karar verilen adımdır. İnceleme sürecinde buluş (istemler), patentlenebilirlik kıstasları (yenilik, buluş basamağı, sanayiye uygulanabilirlik) bakımından incelenir.

Patentin Yayımı: Olumlu inceleme raporunun başvuru sahibine bildiriminin ardından Bültende “Belge Yayımı” yapılır.

Üçüncü Kişilerin İtirazları: Patentin verilmesi kararının Bültende yayımlanmasından itibaren altı ay içinde üçüncü kişileri kurumun web sitesi üzerinden belirtilen itiraz ücretini ödeyerek itirazda bulunabilir.

Patent Sahibinin Görüşü: Kanuna uygun olarak yapılan itirazlar patent sahibine bildirilerek, görüşlerini bildirebilmesi ve gerektiğinde tarifname, istem veya resimlerinde değişiklik yapabilmesi için bildirim tarihinden itibaren üç ay süre verilir. İtiraz, patent sahibinin görüşleri ve varsa patentte değişiklik talepleri de dikkate alınarak, Kurul tarafından incelenir.

Kurul, itirazlara ilişkin olarak yaptığı inceleme sonucunda patentin mevcut haliyle devamına karar verirse nihai kararı patent sahibine ve itiraz edene bildirilerek, Karar Bültende yayımlanır.

Kurul, itirazlara dayalı olarak yaptığı inceleme sonucunda patentin reddine veya kısmi reddine karar verirse patent sahibi 2 ay içerisinde Yeniden İnceleme ve Denetleme Kuruluna  (YİDK) başvurabilir. YİDK, başvuruyu olumlu olarak değerlendirirse tescil sürecine geri dönülür, olumsuz olarak değerlendirirse patent sahibi dava açabilir.

5.4 Patent Çeşitleri

Patent usul patenti ve ürün patenti olmak üzere iki türden oluşur.

Usul Patenti: Bir ürünün veya durumun meydana getirilmesi konusunda ya da bir vakıanın gerçekleşmesinin önlenmesi konusunda izlenmesi gereken teknik bilgilerdir. Bir diğer ifadeyle maddi bir varlık söz konusu değildir. Eğer buluş bir usul ile ilgiliyse bu türe aittir.

Ürün Patenti: Buluş fikrinin dış şekil aldığı somut maddileştiği şeydir. Eğer buluş bir ürüne ait ise bu türe aittir. Bu patent türünde korunan ortaya çıkan netice değil, neticeyi gerçekleştiren üründür. Örneğin patent bir ayakkabı tabanlama makinesine verilmişse patent koruması bu makineyle tabanlanmış ayakkabıyı kapsamaz.10

5.5 Çalışanların Buluşları

Çalışanın (ücretsiz stajyerler ve öğrenciler de dahil olmak üzere), bir işletme veya kamu idaresinde yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletme veya kamu idaresinin deneyim ve çalışmalarına dayanarak, iş ilişkisi sırasında yaptığı buluş, hizmet buluşudur. Hizmet buluşunun dışında kalan buluş, serbest buluş olarak kabul edilir. Bu tanıma göre bir hizmet buluşundan söz edilmesi için gerçekleşmesi gereken iki koşul vardır:

  • İşçinin yükümlü olduğu eylemi gereğince çalıştığı iş yerinin deneyim ve çalışmalarına dayanması,
  • İşçinin bu eylemi iş ilişkisi sırasında yapması.

Çalışan, bir hizmet buluşu yaptığında, bu buluşunu yazılı olarak ve geciktirmeksizin işverene bildirmekle yükümlüdür. Buluş birden çok çalışan tarafından gerçekleştirilmişse, bu bildirim birlikte yapılabilir.

Hizmet buluşunun sahibi onu meydana getiren gerçek kişi çalışandır. Ancak işveren, hizmet buluşu ile ilgili olarak tam veya kısmi hak talep edebilir. İşveren bu talebi, çalışanın bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren dört ay içinde yazılı olarak çalışana bildirmek zorundadır. Çalışana böyle bir bildirimin süresinde yapılmaması veya hak talebinde bulunulmadığına dair bildirim yapılması hâlinde, hizmet buluşu serbest buluş niteliği kazanır.

İşverenin hizmet buluşuna ilişkin tam hak talebinde bulunması hâlinde bununla ilgili bildirimin çalışana ulaşması ile buluş üzerindeki tüm haklar işverene geçmiş olur.

İşveren hizmet buluşu üzerinde tam hak talep ederse, çalışan makul bir bedelin kendisine ödenmesini işverenden isteyebilir.  Bedelin hesaplanmasında hizmet buluşunun ekonomik olarak değerlendirilebilirliği, çalışanın işletmedeki görevi ve işletmenin buluşun gerçekleştirilmesindeki payı da dikkate alınır. İşveren, hizmet buluşuna ilişkin talepte bulunduktan sonra, buluşun korunmaya değer olmadığını ileri sürerek bedelin ödenmesinden kaçınamaz.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara buluşları için ödenecek bedel, buluştan elde edilen gelirin üçte birinden az olamaz. Ancak buluş konusunun kamu kurum veya kuruluşunun kendisi tarafından kullanılması hâlinde ödenecek bedel, bir defaya mahsus olmak üzere, bedelin ödendiği ay için çalışana ödenen net ücretin on katından fazla olamaz.

Üniversitelere bağlı fakülte ve yüksek okullarda bilimsel çalışma yapmakta olan öğretim elemanlarının yapmış olduğu buluşlar, serbest buluş sayılırlar.

5.6 Gizli Patent

Türk Patent ve Marka Kurumu başvuru konusu buluşun millî güvenlik açısından önem taşıdığı kanısına varırsa başvurunun bir suretini görüş almak üzere Millî Savunma Bakanlığına iletir ve durumu başvuru sahibine bildirir. Millî Savunma Bakanlığı, başvuru işlemlerinin gizli yürütülmesine karar verirse bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde kararını Kuruma bildirir. Gizlilik kararı verilmemesi veya söz konusu süre içinde Kuruma bildirimde bulunulmaması hâlinde Kurum, başvuru ile ilgili işlemleri başlatır. Patent başvurusunun gizliliğe tabi olması hâlinde Kurum, durumu başvuru sahibine bildirir ve başvuru ile ilgili başka bir işlem yapmadan başvuruyu gizli patent başvurusu olarak sicile kaydeder. Patent başvurusu sahibi, gizli patent başvuru konusu buluşu, yetkisi olmayan kişilere açıklayamaz. Patent başvurusu sahibinin talebi üzerine, patent başvuru konusu buluşun kısmen veya tamamen kullanılmasına, Millî Savunma Bakanlığınca izin verilebilir.

Patent başvurusu sahibi, patent başvurusunun gizli tutulduğu süre için, Devletten tazminat isteyebilir. Ödenecek tazminat miktarı konusunda anlaşma sağlanamazsa tazminat miktarı mahkeme tarafından belirlenir. Tazminat, buluşun önemi ve patent başvurusu sahibinin onu serbestçe kullanabilmesi hâlinde elde edeceği muhtemel gelirin miktarı göz önünde tutularak hesaplanır. Patent başvurusu sahibinin kusuruyla gizli patent başvuru konusu olan buluş açıklanmışsa tazminat isteme hakkı ortadan kalkar. Gizli patent başvuruları için gizli kaldığı süre boyunca, Kuruma yıllık ücret ödenmez. Kurum, Millî Savunma Bakanlığının talebi üzerine, patent başvurusu için öngörülmüş gizliliği kaldırabilir. Gizliliği kaldırılmış bir patent başvurusu, gizliliği kaldırıldığı tarihten itibaren patent başvurusu olarak işlem görür.

Türkiye’de gerçekleştirilen bir buluş millî güvenlik açısından önem taşıyorsa söz konusu buluş için başka bir ülkede patent başvurusunda bulunulamaz.

5.7 Zorunlu Lisans

Patent veya patente ilişkin başvuru lisanslanabilir; İradi lisans sözleşmesi (voluntarily license) ile patent hakkı devredilmiş olmaz, ancak kullanımı bakımından yetki verilmiş olur. Lisanslanan patent veya patent başvurusu, sahibinin mülkiyetinde olan bir hak niteliğini sürdürmesine rağmen, kullanılması hakkı devredilmiş olur. Bu sözleşmeler, iki tarafa da hak ve borçlar yükleyen, karma nitelikli sözleşmelerdendir.11

Patentin bizzat kullanılmayarak başkasına lisanslanması iradi bir biçimde olabileceği gibi patent sahibinin rızası veya onayına bağlı olmaksızın zorunlu lisanslanması da mümkündür. Patent lisans sözleşmeleri ile patent hakkı sahibi, patentinden doğan haklarını rekabet ilişkilerini zedelemeden en iyi şekilde kullanma olanağını elde eder.12

Aşağıda belirtilen durumlardan biri varsa patent sahibinin lisans vermesi mecburidir.

  • Patent konusu buluşun kullanılmaması.
  • Belirtilen patent konularının bağımlılığının söz konusu olması.13
  • Kamu yararının söz konusu olması.14
  • Başka ülkelerdeki kamu sağlığı sorunları sebebiyle eczacılık ürünlerinin ihracatının söz konusu olması.
  • Islahçının, önceki bir patente tecavüz etmeden yeni bir bitki çeşidi geliştirememesi.
  • Patent sahibinin, patent kullanılırken rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı faaliyetlerde bulunması.15

Zorunlu lisansa yetkili mahkeme tarafından hükmedilir ve teknolojik ürün sahibi, bu ürün uyarınca üçüncü kişilere ilgili teknolojik ürün üzerinde lisans hakkı tanır. Çünkü patentin üretime dönük kullanılması yerine, hakkın sadece üçüncü şahısları patenti kullanmaktan men etmek için kullanılması, hakkın amacına, rekabet hukuku ilkelerine ve kamu yararına aykırı görülmektedir.16 Zorunlu lisans verilmesi hâlinde, lisans alanın alt lisans verme ve patent konusunu ithal etme hakkı bulunmamaktadır.

Zorunlu lisans verilmesi durumunda buluş sahibinin hak sahipliği ortadan kalkmaz. Mahkeme tarafından belirlenen patent lisans bedeli kendisine ödenir. Zorunlu lisansın verilmesine neden olan şartların sona ermesi ve tekrarlanma olasılığının ortadan kalkması hâlinde, talep üzerine mahkeme zorunlu lisansı iptal eder.

5.8 Patent Sahibinin Hakları

Patent sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın patent hakkından yararlanır. Patent sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:

  • Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.
  • Patent konusu olan bir usulün kullanılması.
  • Kullanılmasının yasak olduğu bilinen veya bilinmesi gereken usul patentinin kullanılmasının başkalarına teklif edilmesi.
  • Patent konusu usul ile doğrudan doğruya elde edilen ürünlerin satılması, kullanılması, ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.

Aşağıda sayılan fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır:

  • Sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı kalan fiiller.
  • Patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller.
  • İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller.
  • Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller.
  • Patent konusu buluşun Paris Sözleşmesine taraf devletlerin gemi, uzay aracı, uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz konusu araçların geçici veya tesadüfi olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunması şartıyla kullanılması durumu.
  • 5/6/1945 tarihli ve 4749 sayılı Kanunla onaylanan Milletlerarası Sivil Havacılık Anlaşmasının 27 nci maddesinde öngörülen ve bu madde hükümlerinin uygulandığı bir devletin hava aracı ile ilgili fiiller.

Başvuru tarihinde veya bu tarihten önce buluşu iyiniyetli olarak ülke içinde kullanmakta olan veya kullanım için ciddi ve gerçek tedbirler almış kişilere karşı, patent konusu buluşu aynı şekilde kullanmaya devam etmelerini veya alınmış tedbirlere uygun olarak kullanmaya başlamalarını, patent başvurusu veya patent sahibinin önleme hakkı yoktur. Ancak söz konusu kişilerin patent konusu buluşu kullanmaya devam etmeleri veya alınmış tedbirlere uygun kullanımları, sahip oldukları işletmenin makul ihtiyaçlarını giderecek ölçüde olabilir. Önceki kullanımdan doğan hak, lisans verilmesi suretiyle genişletilemez ve bu hak, ancak işletme ile birlikte devredilebilir.

5.9 Rüçhan Hakkı

Rüçhan hakkı, tescilden önceki kullanım sürecini ifade etmektedir.

Türkiye de dâhil olmak üzere Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf herhangi bir devlette patent veya faydalı model için usulüne uygun bir başvuruda bulunmuş herhangi bir kişi veya halefi, aynı buluş için Türkiye’de başvuru yapmak amacıyla, ilk başvurunun yapıldığı tarihten itibaren on iki aylık süre içinde, rüçhan hakkından yararlanır.

Türkiye’de açılan ulusal veya uluslararası sergiler ile Paris Sözleşmesine taraf ülkelerde açılan resmî veya resmî olarak tanınan uluslararası sergilerde, patent veya faydalı model konusunu kapsayan ürününü teşhir eden gerçek veya tüzel kişiler, sergideki teşhir tarihinden itibaren on iki ay içinde Türkiye’de patent veya faydalı model almak için başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanır.

5.10 Patent Üzerindeki Hukuki İşlemler

Sınai mülkiyet hakkı devredilebilir, miras yolu ile intikal edebilir, lisans konusu olabilir, rehin verilebilir, teminat olarak gösterilebilir, haczedilebilir veya diğer hukuki işlemlere konu olabilir.

5.10.1 Patentin Devri

Tescilden önce veya sonra yapılabilir. Patentin hak sahipliğinin başkasına bırakılması demektir. Satış sözleşmesine benzer özellikleri vardır. Patent devrinin noterde yapılıp, sicile bildirimi gereklidir.

Patent hakkı, içeriğinde ek patentler barındırıyorsa patentin bir kısmı ya da tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir. Lisans sözleşmesi bir çeşit kira sözleşmesi benzeridir. Patentin devrinden farklı olarak patent sahibi, yine hak sahibi olmaya devam eder; sadece kullanımı birine bırakır.

Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan (basit) lisans şeklinde verilebilir. Sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece verilen lisans inhisari değildir. İnhisari olmayan lisans sözleşmelerinde lisans veren patenti kendi kullanabileceği gibi üçüncü kişilere de başka lisanslar verebilir. İnhisari lisans sözleşmelerinde lisans veren, başkasına lisans veremez ve hakkını açıkça saklı tutmadıkça kendisi de patenti kullanamaz. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan doğan haklarını üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.

5.10.2 Patentin Rehin Edilmesi

Patent başvurusu rehin edilebilmektedir. Patentin rehini, aşağıda belirtilen bilgi ve belgelerin sunulması halinde sicile kaydedilir ve bültende yayımlanır:

  • Rehin formu.
  • Ücretin ödendiğini gösterir bilgi.
  • Rehne konu patent numarasının yer aldığı rehin sözleşmesi.
  • Rehin sözleşmesinin yabancı dilde olması halinde yeminli tercüman tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi.

5.11 Patent Sahipliği İddiası

Patent isteme hakkının başvuru sahibine ait olmadığı Kurum nezdinde iddia edilemez. Aksi ispat edilene kadar başvuru sahibinin, patent isteme hakkının sahibi olduğu kabul edilir.

Patentin verilmesi işlemleri sırasında, patent isteme hakkının gerçek sahibi olduğunu iddia eden kişi, başvuru sahibine karşı dava açabilir ve bu davayı Kuruma bildirir. Davaya ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar patentin verilmesi işlemleri mahkeme tarafından durdurulabilir.

Hak sahipliğine ilişkin dava sonucunda verilecek kararın davacı lehine kesinleşmesi hâlinde, dava açan hak sahibi, geçerliliği devam eden başvuru için kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç ay içinde;

  1. Patent başvurusunun kendi başvurusu olarak kabul edilmesini ve yürütülmesini, Kurumdan isteyebilir.
  2. Varsa aynı rüçhan hakkından yararlanarak aynı buluş için yeni bir patent başvurusu yapabilir.
  3. Başvurunun reddedilmesini Kurumdan talep edebilir.

Dava açan hak sahibi, kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç ay içinde herhangi bir talepte bulunmazsa, dava konusu başvuru geri çekilmiş sayılır.

Buluşu başvuru sahibi ile birlikte gerçekleştirdiğini öne sürerek kısmi bir hakkı bulunduğunu iddia eden kişi de ortak hak sahipliği tanınması talebi ile dava açabilir.

5.12 Patentin Gaspı

Patent, gerçek hak sahibinden başkasına verilmişse gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, patentin sağladığı diğer hak ve talepleri saklı kalmak şartıyla, patentin kendisine devredilmesini mahkemeden talep edebilir.

Patent üzerinde kısmi bir hakkın iddia edilmesi hâlinde, birinci fıkra uyarınca ve paylı mülkiyet esaslarına göre hak sahipliği tanınması talep edilebilir. Bu haklar patentin verildiğine ilişkin yayım tarihinden itibaren iki yıl içinde, kötü niyet hâlinde ise patentin koruma süresinin bitimine kadar kullanılır.

Bu nedenlere dayanarak açılan dava ile bu dava sonucunda verilen ve kesinleşen hüküm sicile kaydedilerek Bültende yayımlanır ve sicile kaydedildiği tarih itibarıyla iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm ve sonuç doğurur. Patente ilişkin hak sahipliğinin değişmesi hâlinde, bu değişikliğin sicile kaydedilmesi ile birlikte, üçüncü kişilerin o patentle ilgili lisans ve tanınan diğer hakları sona erer.

5.11 Patent Hakkına Tecavüz

Patent hakkına tecavüz fiilleri genel olarak haksız fiilin özel bir türü olan haksız rekabet fiilleridir. 6769 Sayılı Kanuna göre aşağıda yer alan fiiller patentten doğan tecavüz davası sayılır:

  • Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek.
  • Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
  • Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
  • Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek.
  • Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.

5.11.1 Patent Hakkına Tecavüz Durumunda Talepler

Marka hakkına tecavüz durumunda oluşacak talepler ile ortak hükümler söz konusu olduğundan patent hakkına tecavüz olarak ayrıca ele alınmayacaktır. Önceki sayfalara bakınız.

5.12 Patent Hükümsüzlük Davası

Patent hükümsüzlük davasının nedenleri kanunda aşağıda ki şekilde belirtilmiştir:

  • a) Patent konusu, patent verilebilirlik şartlarını taşımıyorsa,
  • b) Buluş, yeteri kadar açıklanmamışsa,
  • c) Patent konusu, başvurunun ilk hâlinin kapsamını aşıyorsa veya patentin, yapılan bölünmüş bir başvuruya veya yapılan bir başvuruya dayanması durumunda en önceki başvurunun ilk hâlinin kapsamını aşıyorsa,
  • ç) Patent sahibinin, patent isteme hakkına sahip olmadığı ispatlanmışsa,
  • d) Patentin sağladığı korumanın kapsamı aşılmışsa, açılabilir.

Patentin koruma süresince veya hakkın sona ermesini izleyen beş yıl içinde dava açılabilir.

Davacı : (ç) bendinde sadece gerçek hak sahibi olduğunu iddia edenler. Diğerlerinde menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları

Davalı: Dava tarihinde sicilde patent sahibi olarak kayıtlı kişiler veya hukuki halefleri. TPK taraf gösterilmez.

Kısmi Hükümsüzlük: Hükümsüzlük hâlleri, patentin esas veya ek patentine yönelik olarak kısmi olarak ileri sürülebilir.

Sadece mahkeme tarafından patentin hükümsüzlüğüne karar verilir. Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde bu karar geriye etkilidir. Patent başvuru tarihinden itibaren etkili olup, istisnalar hariç patente 6769 S. Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.

5.13 Patent Hakkının Sona Ermesi

Aşağıdaki hâllerde patent hakkı sona erer:

  • Koruma süresinin dolması veya ücretlerinin süresinde ödenmemesi
  • Patent sahibinin patent hakkından vazgeçmesi.
  • Mahkeme veya Kurum kararıyla hükümsüzlük
  • Patent başvurusunun geri çekilmesi

Patent sahibi, patent içeriğinde asıl ve ek patentler varsa hepsinden veya bir kısmından vazgeçebilir.

Patent başvurusu, patentin verildiğinin ilan edildiği tarihten önce başvuru sahibi tarafından her zaman geri çekilebilir. Yayımlanmış bir patent başvurusunun geri çekildiği Bültende yayımlanır. Başvurunun geri çekildiği Bültende yayımlandıktan sonra bu talepten vazgeçilemez.

Başvuru, sicilde patent başvurusu üzerinde hak tesis etmiş üçüncü kişilerin rızası olmaksızın geri çekilemez.

Henüz yayımlanmamış bir patent başvurusu geri çekildiği, geri çekilmiş sayıldığı veya reddedildiği takdirde aynı buluş konusu için yeni bir patent başvurusu yapılabilir.

Yayımlanmış başvuru geri çekilirse aynı buluş konusunda yeniden başvuru yapılamaz.

 


  1. www.ito.org.tr/Mevzuat_Bilgilendirme/Fikri_sinai.pdf Erişim Tarihi: 11.11.2017
  2. Herhangi bir sınai hakkın birden fazla ülkede korunması istenirse, ilk başvurunun herhangi bir ülkede yapıldığı tarihten itibaren; (patentler için 12 ay, markalar için 6 ay, endüstriyel tasarımlar için 6 ay süreleri içinde) aynı hak için başka bir ülkede başvuru yapma hakkı.
  3. Mülkiyet, Fikri Mülkiyet, Patent ve Avrupa Patenti, Mehmet Akif Hakan
  4. 10 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete
  5. http://www.turkpatent.gov.tr/TurkPatent/commonContent/AboutUs Erişim Tarihi: 11.11.2017
  6. Yasaman, Tanınmış Markalar, s.691
  7. Diğer sınıfları da görüntülemek için http://www.turkpatent.gov.tr/TurkPatent/commonContent/MClassification/ Erişim Tarihi: 11.11.2017
  8. 6769 S.K m.12 gerekçesi
  9. ORTAN Ali Necip, Avrupa Patent Sistemi, C1, APA, Ankara, 1991, s.74.
  10. SARAÇ, Patent, s.57
  11. Sınai Mülkiyet Kanunda Zorunlu Lisans, İlhami GÜNEŞ
  12. ORTAN, A. Necip; Patent Lisansı Sözleşmesi, Ankara 1979, s. 4-5.
  13. Patent konuları arasında bağımlılık olması hâlinde, sonraki tarihli patentin sahibi, patent konusu buluşunu kullanmak için, buluşunun önceki tarihli patent konusu buluşa göre büyük ölçüde ekonomik yarar sağlayan önemli bir teknik ilerleme göstermesi şartıyla zorunlu lisans verilmesini talep edebilir.
  14. Kamu sağlığı veya millî güvenlik nedenleriyle patent konusu buluşun kullanılmaya başlanılması, kullanımın artırılması, genel olarak yaygınlaştırılması, yararlı bir kullanım için ıslah edilmesinin büyük önem taşıması veya patent konusu buluşun kullanılmamasının ya da nitelik veya nicelik bakımından yetersiz kullanılmasının ülkenin ekonomik veya teknolojik gelişimi bakımından ciddi zararlara sebep olacağı hâllerde, ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca; Kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle zorunlu lisans verilmesine, Buluşun kamu yararını karşılayacak yeterlikte kullanımı patent sahibi tarafından gerçekleştirilebilecekse buluşun şartlı olarak zorunlu lisans konusu yapılmasında kamu yararı bulunduğuna karar verilir.
  15. Bu durumda verilecek zorunlu lisans Rekabet Kurumundan talep edilir.
  16. Sınai Mülkiyet Kanunda Zorunlu Lisans, İlhami GÜNEŞ